Trabzonspor Taraftarı Ne İstiyor?
Herkesin malumu, bu ülkede herkes
siyaset ve futbol uleması. Bunun onlarca sebebi sıralanabilir. Ben
Trabzonspor’un bu sene ligde yaptığı işler üzerinden Trabzonspor taraftarını
sosyolojik ve psikolojik acıdan değerlendirmek istiyorum.
Bu değerlendirmeyi yapmadan önce
Trabzonspor kulübü üzerine bir iki kelam etmek isterim. Yakın geçmişe kadar; Trabzonspor
başkanları maç öncesi ve sonrası yaptıkları açıklamalarla ya da yaşanan
olaylarla gündem olurdu (İbrahim Hacıosmanoğlu’nun feministleri kızdıran etek
açıklaması - daha sonra özür dilemişti başkan-, Alanyaspor maçından sonra Ahmet
Ağaoğlu’nun rakip takım yöneticileri ile yaşadığı polemik vs) Kim haklı konusunu
başka tarafa koyarak söylüyorum ki; her iki olayda da başkanlarımızı haksız
bulmuştum. Çünkü şuna inanıyorum; her zaman başka bir yol vardır ve o yol belki
de diğerinden daha iyidir, doğrudur.
Bu sezon başka, bu sezon bambaşka…
Abdullah Avcı’nın takımın başına getirilmesiyle geçen sezon, bu yılki başarının
asla tesadüf olmadığının kanıtı niteliğinde. Uzun yıllardan beridir Trabzonspor
sahada ve saha dışında aklıyla hareket ediyor; kolektif akılla. Bunun içinde
Abdullah Avcı’nın rolünün büyük olduğuna inanıyorum. Trabzonspor’u saha içi ve
dışı iyi analiz etmiş ve eksikleri yamalamak yerine kökten çözüm üretecek
hamleler yapmıştır, yapmaya da devam ediyor. Saha içinde eksik mevkilere
yapılan transferler, rakibe göre kurgulanan oyun ve oyun içerisinde oyuna
alınan oyuncuların direkt katkısı hem Abdullah Avcı’nın hem de transfer yapan
yöneticilerin başarısıdır. Tebrik etmek lazım. Artık Trabzonspor çıkıp oyununu
oynuyor ve kazanıyor. Bir olayın içindeyken durumu iyi görmek pek mümkün
olmayabilir. Trabzonspor, en yakın rakibine 12 puan fark atmış, ezeli
rakipleriyle arasındaki puan farkı kapatılamayacak duruma gelmiş durumda. Matematiksel
olarak her şey mümkün fakat bazen matematiğin de bilmediği şeyler vardır…Trabzonspor
bu sezon şampiyon olacak!
Ulusal basında bu başarımızı
gölgeleyen açıklamalara bakmamak lazım. Diğer takımların kötü bir sezon
yaşaması, ekonomik problemler bizi ilgilendirmez. Transferlerini şişirip gelen
oyuncuların ellerinde patlaması da bizi hiç ilgilendirmez. Biz kendi işimize
bakacağız… Trabzonspor oyunu, Abdullah Avcı’nın oyun planı nedir denildiğinde
insanların gözünde bir futbol kurgusunun şekillenmesini sağlayacağız.
Her şey bu kadar yolunda
giderken endişeli Trabzonsporlular ne istiyor peki?
Rakiplerimiz küme düşmeme
mücadelesi verdiği bu sezon “efendim kazanıyoruz fakat kötü oynuyoruz” diyerek
eleştirmek bana göre lüks ve şımarıklıktır. İyi oynayıp skor tutamayan, 5 farklı
skorlarla yenildiğimiz maçları açın izleyin iyi futbolu özlediyseniz.
Yerli futbolcularımıza hakarete
küfre varan ithamlar ve o futbolcuların hırsla yaptığı saha içi ve dışı
hatalar. Bunların çoğu bu taraftar kitlesinin eseridir. Bir oyuncu
Trabzonspor’u hak etmiyorsa buna karar verecek bir yönetim ve bir hocamız var.
Bu saçma işlerden, mahalle dedikodularından vazgeçmek gerekiyor. Bunların
hiçbir yararı olmadığı gibi zararı var.
Bir Trabzonsporlunun
Trabzonspor’dan başka eğlencesi, hayattan keyif aldığı başka hiçbir olgusu
yoksa bu kötü oynayan Hüseyin’in ve Serkan’ın problemi değildir ,Trabzonspor’un
hiç değildir. Bu problem o şahsın kendisinin problemidir. Trabzonspor sadece
sporun bir dalında mücadele veren bir takımdır. Herkes hayatını kendisi şekillendirecek
ve renklendirecektir. Karanlık dünyanıza, renksiz hayatınıza Trabzonspor’u
çekmeyi bırakın. Trabzonspor üzerinden şahsiyet devşirmekten vazgeçin!
Hayatında hiç topa ayak vurmamış
ya da futbol geçmişi ayda yılda bir halı sahadan öteye geçmemiş, oradan buradan
öğrendiği bir iki futbol kavramıyla Hoca’yı ve takımı eleştirmesi en hafif
tabirle kötü niyettir. Çünkü siz daha
iyisini yapacak olsaydınız bu kararları veren kişi olurdunuz. Olamadıysanız
demek ki bu işi yapanlar kadar iyi bilmiyorsunuz demektir. Konu tartışmaya
kapalıdır. Elbette eleştiri yapılacaktır. Fakat eleştiri kavram olarak sadece
olumsuz şeyleri söylemek değildir.
Trabzonspor’un sahibi elbette
taraftardır; hoca, yönetici ,futbolcu gelir gider. Fakat bizdeyken yere göğe
koyulamayan futbolcuların rakiplerimize transfer olduğunda arkasından saydırmak
olgun düşünen, etik değerleri olan insan davranışını yansıtmıyor .Bu davranış; yeni
oyuncak alan bir çocuğun eski oyuncağını kırmasını anımsatıyor.
Endişeli Trabzonsporlular ne
yapmalı peki?
Bir insanın hayatta onu mutlu
eden sadece bir takımı olmaz. Trabzonspor Trabzon’dur evet fakat bir insan
sadece Trabzonspor’a sahipse ve hayatta başka hiçbir tutanağı yoksa problem
Trabzonspor’un iyi oyunu, kötü oyunu olamaz. İnsan hayatı keşfetmeli,
karakterini, potansiyelini analiz etmeli ve sadece futbol seyircisi olmak
yerine hayatın her alanından zevk almayı öğrenmeli. İnsanın ruhunu iyileştiren
olgular var; sanat ruhu iyileştirir. Sanatla uğraşmak lazım. Sanatta ve sporda
izleyici olmak yerine sanatı ve sporu üreten bireyler olmak gerekmektedir. Trabzon
hem futbol hem sanat hem de kültür şehri olmalıdır. Trabzon o zaman yaşanılası
bir şehir olur…Çünkü, denizin mavisinin, ormanın yeşilinin, insanın mertinin
memleketidir Trabzon…Daha adını söyleyemeden Şampiyon Trabzonspor diyen yayla
çocuklarının takımıdır Trabzonspor…
Trabzonspor için yüreği atan
herkese selam olsun…
Yorumlar
Yorum Gönder