A Hundred Times... Rogerio Ceni
Fernandinho ceza sahasının 2-3 metre
kadar dışarısında düşürüldü. Hakem düdüğünü çaldı. Sao Paulo serbest vuruş
kullanacak. Kendi yarı sahasını kararlı adımlarla aşıp faulün kullanılacağı
bölgeye geldi. Attığı her adımda, taraftarın coşkusu ve heyecanı biraz daha
artıyordu. Topu öpüp yavaşça hakemin gösterdiği yere koydu. Geriye doğru iki
adım attı, derin bir nefes çekti ve ellerini kalçasının üzerine, beline koydu.
Kendinden emin görünüyordu. Gol ile arasında sadece Corinthians duvarı vardı.
Julio Cesar başına geleceklerin farkında gibiydi. Sol eliyle ağzını kapayıp
yanındaki Carlinhos'a bir şeyler fısıldadı. Carlinhos reddetti ve "Sen
vur" manasında bir jest yaptı.
Jean-Claude Van Damme'ın Kansporu (Bloodsport)
adlı 1988 yapımı filmin final sahnesinde bir bakışı vardır dövüş öncesi.
Corinthians duvarına bakışı o şekildeydi. Hakem
dövüş başlasın işaretini verdiğinde, yani düdüğü çaldığında sağ ayağı ile güçlü
fakat zarif bir vuruş ile topu etten duvarın üzerinden aşırırken taraftarın
coşkusu yerini mikrosaniyelik bir sessizliğe bıraktı. Nefesler tutuldu, Morumbi
stadyumundaki 72 bin kişi tarihi ana
tanıklık etmek üzere donup kaldı. Top Julio Cesar'ın akrobatik hareketlerine
rağmen sağ üst köşesinden ağlara değdiği an inanılmaz bir çığlık yükseldi. Tellere tırmanan, kendinden geçen binlerce
insan adeta deliler gibi seviniyordu. Sao Paulo kaptanı, kalecisi Rogerio Ceni kariyerindeki 100. golüne imza atıyordu.
Ne
büyük bir fırsat… Hem ezeli rakibine karşı gol atma şansı hem de bir kaleci
olarak
100. golüne ulaşmanın keyfi, heyecanı, mutluluğu,
çılgınlığı… Campos, Higuita ve Chilavert'i geçip 100.
golüne ulaşıyorsun, futbol
tanrısı olarak görülen
Maradona'nın 300 gole ulaştığı
düşünülürse Rogerio Ceni de bir yarı tanrıdır.
Ya olmadığını düşün? Kaleye dönene kadar golü
yediklerini düşün? Ezeli rakibine karşı,
kapalı gişe oynadığın bir maçta taraftarının önündeki halini düşün? Ağlarsın.
Maç sonu röportajında Ceni,
"Serbest vuruş sırasında Carlinhos bana at bunu kaptan başka şansın yok" dedi diye açıklamada bulundu. Kaleciler ki onlar genelde
takımlarının gollerini kendi kendilerine zıplayarak kutlayanlar olarak
bilinen sporculardır. Koca koca
eldivenleri ile bir iki alkışlar
ve uzaktan kendi
takım arkadaşlarının gol sevinçlerini izlerler fakat Rogerio Ceni kendi sevincini tam 100 kere yaratır.
Nasıl
ki Gianluigi Buffon ve Iker Casillas birer lider ise Rogerio Ceni de bir liderdir. Her ne kadar kaptanlık vasfını şahsen
kalecilikte "saçma" bulsam
da bu adamlar takımları için birer kaptandan ziyade, kaleci olmalarına rağmen
ekol olmuş isimlerdir. Bir futbol müsabakasına tüm gemileri yakıp kaleci
izlemek için gittiğimizi varsayalım. Ne bekleriz? En fazla akrobatik birkaç
hareket görebiliriz. Fakat işin enteresan yanı bu adam gol de atıyor yahu!
Hemde oldukça fazla.
Şimdi biraz da Rogerio Ceni'nin
hikayesinin nasıl başladığına bakalım. Her şey 1997'deki Sao Paulo ve Uniao Sao
Joao arasındaki Brezilya Eyalet Şampiyonası (Paulista) maçında kazanılan
serbest vuruş ile başladı. İlk golünü orada attı ve belli ki alışkanlık
yaratmış.
Aynı yıl kaptanlığa ve daha sonrasında
Brezilya Milli Takımına seçildi. Seçildiği yıl ise Brezilya, '97 Konfederasyon
Kupasını kazandı.
2006 yılına gelindiğinde rekor 62 gol
ile Jose Luis Chilavert'in elindeydi. Ta ki Cruzeiro maçında Sao Paulo serbest
vuruş kazanana kadar. Dakika 42'yi gösterirken topun başına Ceni geliyor. O
maçta rekoru kırmakla kalmıyor bir de sağlama alıyor.
Eduardo
Galeano onun için şöyle konuşmuştu:
"Onun atışı kullanmak
için kalesinden çıkıp gelirken yürüdüğü çimler, bir daha asla yeşermedi."
Yorumlar
Yorum Gönder