Vahşete Karşı Yaşama Tutunmak- Albino United



Dünyaya geldiğimizde nerede hangi şartlarda doğacağımızı seçme şansımız yoktur. Doğduğumuz topraklar bizim için büyük bir şans olabileceği gibi, aksine cehennemi yaşatacak topraklar da olabilir.
Sizleri Afrika Kıtasına Tanzanya’ya götürmek istiyorum, anlatacağım olayın mağdurları o topraklarda yaşıyor ve tek amaçları insanca yaşamlarını devam ettirebilmek.
Olaylara geçmeden önce size kısaca Albinizm’in ne olduğu anlatmak isterim;
Albino ya da albinizm, soydan geçen bir metabolizma hastalığıdır. Binlerce insanı etkileyen genetik bir bozukluk olan albinoluk renklenmeyi sağlayan melanin pigmenti yokluğu ya da azlığından kaynaklanır. Gözler, deri, saçlar ve bedenin öbür bölümlerini etkileyebilir. Albinolarda (gerek insan, gerek hayvan) deri çok ince ve beyazımsı (ya da hafifçe pembe), kıllar (ya da tüyler) beyazdır. Gözlerin gözbebekleri pembe, ağ tabakadan yansıyan ışık kırmızıdır. Gözler ışığa duyarlıdır ve genellikle astigmattır. Gözlerde ışık hassasiyeti nedeniyle nistagmus (gözlerin titremesi) mevcuttur. Derilerinde renk pigmentleri bulunmadığı ya da az bulunduğu için güneşten gelen zararlı ışınlar vücuda girer ve fazla güneş altında bulunmaları ölümlerine bile yol açabilir.
İşte bu durumla karşı karşıya olan Albinolar Tanzanya’da ölüm tehdidi altında yaşıyorlar, Tanzanya’da sayıları 200 bini bulan albinolar ne yazık ki büyücülük geleneklerine kurban oluyorlar.
2008 yılında Tanzanya’nın Shinyanga bölgesinde bir ayda 70 albino elleri ve ayakları kesilmiş, kafa derileri yüzülmüş halde bulunmuş. Cinayetlerin çoğu kurbanı ise karşı koyamayacak durumda ki çocuklar olmuş. Tüm Tanzanya’daki albinoların bir gösteri yapmasının ardından hükümet albino çocukları olan ailelere bu çocukları ülkedeki dokuz ayrı kampa bırakmaları çağrısı yapmış. Amaç güvenliklerini sağlamakmış. Ama gelin görün ki güvenliklerini sağlamak bahanesiyle aileler çocuklarını terk etmişler.
Albinoların maruz kaldığı bir diğer şiddet de tecavüz. Keza Afrika’da büyülerin yanı sıra bir albino ile cinsel ilişkiye girmenin AIDS’i iyileştirdiğine dair de bir inanış var. Bu nedenle genellikle öldürülen albino çocuklar kız erkek fark etmeden tecavüze uğruyorlar.
Son olarak geçtiğimiz şubat ayında bu sefer 1 yaşında ki albino çocuk evinden kaçırılmış ve cesedi elleri ayakları kesik olarak ormanlık alanda bulunmuş.
Bu vahşet için ne söylenebilir ki? Vahşet kelimesi bile yaşanılanı ifade etmekte yetersiz kalıyor.
İnsanlığın bittiği nokta da yaşamını devam ettirmek için mücadele etmek, işte Tanzanya’da yaşayan albinoların tam olarak yapmaya çalıştıkları bu.
Konuyla ilgili detaylı bilgi için hazırlanan şu belgeseli seyredebilirsiniz. (Belgesel dili İngilizcedir, burada bahsettiğim bilgilerin bir kısmı bu belgeselden alınmıştır)



Yazıma devam etmeden Tanzanya’da öldürülen tüm albino çocukların anısına armağan edilecek en güzel şey büyük üstat Atilla İLHAN’dan  “MIZIKACI ÇOCUK” şiiri olsa gerek.


Yazımın ana konusunu futbol üzerinden dokunulan hayatlar olarak belirlemiştim, tabi derinlere indikçe karşıma çıkan vahşet olayı daha derinlemesine sizlere aktarma gerekliliğini hissettirdi bana.

Dönelim bu vahşet karşısında hayata tutunmaya çalışan Tanzanya’daki albino insanlara, futbolun sadece bir spor ve eğlence değil insanların yaşamlarını değiştiren bir olgu olduğunu kanıtlayarak Tanzanya'nın en büyük şehri Darüsselam'da Albino United isimli futbol takımını kurdular.



Konuyla ilgili Transworld Sport bir belgesel çekerek Tanzanya’daki albinoların futbol sayesinde nasıl hayata tutunduklarını anlattı, size belgesel de anlatılanları aktarmak isterim.



 Dariusselam Albino Cemiyeti Başkanı Ernest Kimaya yaşanan olayları şöyle açıklıyor;
"İnsanlar bir albinonun uzuvlarına sahip olduklarında zengin olacaklarına inanıyorlar. Bu inanışı büyüceler de görebiliyor. Tabii böyle bir şeyin gerçekle yakından uzaktan bir ilgisi yok. Ancak insanlar inanıyorlar. Çünkü albino hastalarının hiçbir işe yaramadıklarını düşünüyorlar. Oysa bakış açıları tamamen yanlış."
Albino kalıtsal bir hastalık. Vücuttaki melanin eksikliği ten ve saç rengini etkiliyor. Bu genetik bozukluk siyahi Afrikalılarda daha da belirgin bir hale geliyor. Özellikle Tanzanya da ki albino hastaları batıl inançlar ve önyargılarla mücadele etmek zorunda. Albino hastalarına "Beyaz Hayalet" denmesi bunun en belirgin örneği.
Belgeselde şöyle bir ifade kullanılıyor;
“Ancak bir futbol takımı pek çok şeyi değiştirebilir.”
İşte bu takım Albino United, Kulübün kurucusu ve işadamı aynı zamanda da antrenörü olan  Oscar Daniel Haule.
Haule şöyle anlatıyor;
"Albino cinayetlerinden sonra bir takım kurmaya karar verdim. Bir futbol takımımız olursa cinayetleri destekleyenlere Albino hastalarının da herkes gibi insan olduğunu, hayvanlar gibi avlanıp öldürülmemeleri gerektiğini gösterebileceğimizi düşündüm. Bence mesajı yayma açısından çok etkili bir yöntem. Çünkü futbolu herkes sever."
Takımın renkleri Mavi-Beyaz. Ancak zaman zaman yeşil forma da giyiyorlar.
2008'de kurulan takım hem Haule hem de Albino Cemiyeti tarafından destekleniyor. Oyuncular da sahada oldukları süre içinde günlük sorunlardan uzaklaşma şansına sahip. Bir futbol takımında oynamak, aileleri tarafından utanç veya koruma amaçlı olarak gözlerden uzak tutulan çocuklar için bir kabul görme aracı olarak algılanabilir.
Söz Takımın kaptanı Jacob Mwinla da;



"Size bir albino hastası olmanın nasıl bir şey olduğunu anlatayım. Hiçbir işe yaramayan değersiz varlıklar olarak görülüyoruz. En büyük sorun bu. Toplum bizi bir çöp tenekesi olarak görüyor. Ama böyle olmak bizim değil, Yüce Tanrı'nın takdiri."

Albino hastalarının en büyük düşmanlarından biri de güneş. Güneş ışınları cilt kanserine neden olabiliyor. Albinoların bir diğer sorunu ise göz bozukluğu.
Söz tekrar kulüp başkanı Haule'de;
"Antrenörlük yapmaya başladığımda insanlar bana gülmüştü. Bunun imkansız bir şey olduğuna ve albinoların futbol oynayamayacağına inanıyorlardı. Ama ben yılmadım ve devam ettim. Bu işi gönüllü olarak yapıyorum çünkü insanlara herkes gibi albinoların da futbol oynayabileceğini göstermek istiyorum."
Futbol oynamak gibi basit bir aktivite bile bu insanların yaşamında birçok şeyi değiştirebiliyor. Eğitim ve sosyal katılım olanaklarından yoksun kalan albinolar psikolojik sorunlar da yaşıyor. Ancak önyargıların zamanla yıkılmasıyla birlikte seslerini yavaş yavaş duyurmaya başladıklarına inanıyorlar.
Takımın kaptanı Mwinla devam ediyor:
"Takıma albinolara yönelik cinayetlerin başlamasından sonra katıldım. Daha önce de futbol oynamıştım ve oldukça iyi olduğumu söyleyebilirim. Övünmek gibi olmasın ama, epey yetenekliyim. Takıma katılarak cinayetleri destekleyenlere mesaj göndermek istedim. Albinoların, birleşerek önyargılara karşı hep beraber mücadele etmesi gerektiğine inanıyorum."
Futbol takımı Tanzanya'da albinoların yaşamlarını değiştirmeye yönelik atılan küçük ama olumlu bir adım. Parlamentoda albino hastası bir milletvekilinin göreve başlaması bu konuya toplumsal bakış açısının değişmesinde önemli rol oynayabilir. Albino United'ın bir süre önce 3. Lig'e yükselmesi seslerinin daha gür çıkmasını sağlıyor.
Haule son sözlerini söylüyor:
"Bu projeye başladığımda başarılı olacağımıza inananlar yok denecek kadar azdı. Aradan bir buçuk sene geçmesine rağmen hala ayaktayız. Bundan önce Albino hastaları toplumdan tamamen dışlanmıştı. Toplumda yerleri yoktu. Ancak futbol takımı sayesinde insanlar hem Albino United'ı hem de albinonun nasıl bir şey olduğunu öğrenme şansı buldular. Bu proje gerçekten de yarar sağladı."

Belgesel bu sözlerle son buluyordu.
Bugün Tanzanya’da albinolar için yaşam tüm zorluklara rağmen devam ediyor. Umarım kısa zaman içerisinde tüm albino cinayetleri son bulur ve insanlar özgürce yaşamlarına devam edebilirler.
Rahmetli Kazım KOYUNCU’nun dediği gibi “Devrimi düşlüyorsan ona göre yaşarsın. Yürüyüşün farklı olur. Bakkala, manava başka türlü davranırsın. Bunun için sana kimse puan yazmaz tabii ama anlarlar. Orada birisi farklı yürüyordur.”
Albino United Tanzanya’da devrim niteliğinde bir adımdır.



Pankart Svahili dilinde yazılmıştır. Pankartta; “Albino Cinayetlerine Yeter!” denmektedir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Recep İvedik 5 - Türk Sporunun Resmi

Futbolun Politik Yüzü | El Saadi Kaddafi