Gijon Utancı: "Lütfen Televizyonlarınızı Kapatın"


Alman Spiegel dergisinin tarih bölümü Einestages’e verdiği röportajda, Avusturya devlet televizyonu için 1982 Dünya Kupası’ndaki Almanya-Avusturya maçını anlatan Robert Seeger şöyle diyor: “Hiç unutmayacağım. Dünya kupasından Almanya’ya eleyeceğiz umuduyla Madrid’den Gijon’a gitmiştim. Bu bizim için korkunç bir prestij başarısı olacaktı.” Avrupa’nın siyaset tarihine bakıldığında en azından futbolda Avusturya’nın bir kez olsun Almanya’nın başına bela olması gerçekten inanılmaz bir başarı olabilirdi. Fakat bunun yerine maçtan sonra İspanyol gazeteler “El Anschluss” manşetini attılar. (Anschluss, 1938’de Nazi Almanya’sının Avusturya’yı kendi topraklarına dahil edilmesi için kullanılan terimdir.)
1982 Dünya Kupası’ndan söz açıldığında çoğu insan Tele Santana’nın muhteşem Brezilya’sını ve o, belki de tarihin en iyi milli takımının İtalya’ya trajik şekilde elenişini hatırlar. Oysa Brezilya’nın futbol oynamayan ve oynatmayan İtalya’ya elenmesinden daha trajik bir eleniş yaşandı turnuvanın henüz grup turunda. Cezayir, Almanya ve Avusturya’nın yaptığı şike sonrası elendi.
1982 yılında henüz son grup maçları aynı saatte oynanmıyordu ve Cezayir tüm grup maçlarını tamamlamıştı. Grubun son maçında Almanya ve Avusturya karşılaşacaktı. Bir ve iki farklı bir Almanya galibiyeti dışındaki her skor Cezayir’i üst tura çıkaracaktı – üç gol farklı Almanya galibiyeti durumunda Almanya’yla birlikte, herhangi bir Avusturya galibiyeti veya beraberlik durumunda Avusturya ile birlikte.
Maça Almanya başladı ve hızlı başladı, onuncu dakikada Horst Hrobesch’le 1-0 öne geçti. Tempo bir süre devam etti, Almanya baskın futboluyla oyunu rakip alana yığdı ama Avusturya da kontra ataklarla pozisyonlar buldu. Fakat dakikalar ilerledikçe maç da soğumaya başladı. Sahadaki futbolcular 1-0’lık skorun iki ekibi de üst tura taşıdığını ve grupta elenen tarafın Cezayir olacağını fark etti. Orta sahada pas yaptılar, iki takımın futbolcuları da.
Alman devlet televizyonu için maçı anlatan Eberhard Stanjek maçın bir noktasından sonra suste, sahada yaşananları dakikalarca anlatmadı çünkü anlatacak bir şey olmuyordu sahada. İki-üç dakikada bir ağzını açtı ve maçın gidişatını anlatmak yerine bunun Alman futbolu için bir rezillik olduğunu vurguladı defalarca. Avusturyalı meslektaşı Seeger daha da ileri gitti ve izleyicilerden televizyonlarını kapatmalarını istedi. “Avusturya milli takımının bu oyunundan utanç” duyuyordu o da.
Saha içindeki futbolcular yel değirmenleri kadar hareketsizdi. Ara ara bir futbolcu uzun bir top atıyordu fakat tüm takım arkadaşları kendi yarı sahasında olduğu için top rakibe geçiyordu. Bu sefer kendi sıralarında paslaşma işine rakip takım başlıyordu. O yel değirmenleriyle savaşan tek bir futbolcu vardı sahada: Avusturyalı Walter Schachner. Schachner daha sonra devre arasında iki takım arasında görüşmeler olduğunu fakat kendisinin bunu maçtan sonra öğrendiğini iddia etti. Bir zamanlar evinin duvarındaki Che Guevara ve Mao posteriyle ve kitaplığındaki Küçük Kırmızı Kitap’la gündeme gelen genç sosyalist futbolcu Paul Breitner yıllar içinde, o gün Gijon’da yapılan şikeyi bile hoş görecek kadar parçası olmuştu çoktan sistemin: “Belli bir noktadan sonra avantajlı bir skor korunur, bunu her takım yapar. Biz sadece buna biraz erken başladık.”
Sahanın aksine, maç sırasında tribünlerde oldukça fazla aksiyon vardı. Futbol izlemek için gelmiş olan İspanyol taraftarlar beyaz mendil sallıyorlardı – boğa güreşinde sevilmeyen bir matadoru aşağılamak için yapılan bir protesto. Cezayirli taraftarlarsa kağıt paralar tutuyordu havaya.
Bugün Nürnberg’in altyapısında hocalık yapan ve o gün Avusturya formasıyla sahada olan Reinhold Hintermaier, “Gijon Utancı” ve “Gijon Saldırmazlık Paktı” olarak tarihe geçen maçın vicdan azabından hiç kurtulamamış. Maçtan 35 yıl sonra Alman Kickerdergisine verdiği bir röportajda şöyle dedi: 
“Normalde üst turu çıkıldığında sevinirsin ama ortada bir sevinç yoktu. Biraz şaşırmıştım ve bunu yaptığım için utanıyordum. Herkes yaptığımız şeyin onurlu bir davranış olmadığının farkındaydı.” 
Fakat Hintermaier’in yanıldığı bir şey var: Avusturya milli takımının dünya kupası kafilesinin başkanı Hans Tschak utanmıyordu ve herhangi bir onursuzluk görmüyordu. Aksine, maç sonrası sözleri, bazı insanların yakalanmış oldukları ırkçılık hastalığını asla yenemeyecek olduğunu ispatlıyordu. Şöyle dedi Tschak: 

“Bugün tabii ki taktiksel oynandı. Ama şimdi bu yüzden on bin çöl çocuğu bu maçın bir skandal olduğunu iddia ediyorsa, bu yalnızca yeterince okula sahip olmadıklarını gösterir. Üç yüz yıl sonra vahanın birinden kalkıp gelmiş ve Dünya Kupası havası soluma imkanı yaşamış bir şeyhin şimdi çenesini açma hakkı yoktur.”
25 Haziran 1982 günü sahada donkişotluk yapan Schachner’ın iddia ettiği görüşmeler hiçbir zaman kanıtlanamadı. Dolayısıyla FIFA’ya göre maçta şike yapılmadı çünkü bunun şike olabilmesi için iki takımın yetkilileri maçtan önce veya maç sırasında direkt iletişime geçip anlaşmış olmaları gerekiyordu. Ama bu yoktu. Belki de “Gijon Saldırmazlık Paktı” denen bu maçı biz büyütüyoruz gözümüzde. Belki de bir zamanların solcusu Breitner haklı. Alışmışız skoru korumak isteyen takım kapandığında diğer takımın saldırmasına, o yüzden iki takımın da skoru korumaya çalışması ve ikisinin de kapanması tuhaf geliyor bize. Ama FIFA’nın 1982’den sonraki tüm turnuvalarda son grup maçlarını aynı saatte oynatmasının tek bir açıklaması olabilir: “Şike yapılmıştır ama saha dışına yansımamıştır.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Recep İvedik 5 - Türk Sporunun Resmi

Futbolun Politik Yüzü | El Saadi Kaddafi