Bülent Uygun | Eserinle Gurur Duy Türkiye!

 



Asker selamı sevinciyle yeşil sahalarda ünlenen eski forvet Bülent Uygun teknik direktörlükte ismini 2006'da göreve başladığı Sivasspor'da yavaştan duyurmaya başlamıştı. 2007-2008 sezonunda iç sahada üst üste 10 maç kazanıp, 21 gol atıp 3 gol yediklerinde  ülke çapında "Yeni bir Anadolu devrimi mi geliyor?" denmişti. 11. maçtan sonra anlaşıldı ki bazılarının derdi devrim değildi. 


Sivasspor evinde Bülent Uygun'un uğruna hapis yatmayı göze alacak kadar tehlikeli işlere gireceği Fenerbahçe'ye 1-4 yenilmişti. Tıpkı 2000/2001 sezonunda Şükrü Saraçoğlu'nda ilk yarıyı 3-0 kapatıp 2. yarı 4 gol yiyip, daha sonra "Şehir (Gaziantep) şampiyonluğa henüz hazır değil" diye açıklama yapan, şike davalarında takımını Avrupa'daki mahkemelerde bile yalnız bırakmayan Fenerbahçe kongre üyesi Celal Doğan gibi...
Sivasspor'la yaşadığı bir 2.'lik ve bir 4.'lüğün ekmeğini yıllarca yiyen Bülent Uygun yakaladığı bu başarılardan sonra Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'le yarışırcasına şovenist sözleriyle de gündemi meşgul etmişti. Sivasspor’u çalıştırdığı dönem  Fenerbahçe aşkından, diğer İstanbul takımlarına da  sataşmış “5 yeriz6 yemeyiz; 7 yeriz8 yemeyiz” demişti. Kader bu ya, yıllar sonra Katar'da görev yaptığı U. Salal takımıyla aldığı 8-0'lık mağlubiyetin ardından istifa etti.

2010 yılında Gaziantepspor'la masaya oturdu. Gaziantepspor başkanı İbrahim Kızıl'ın Erman Toroğlu'na o dönem anlattıkları şöyle; 

 

“Bülent Uygun benimle ilk konuştuğunda ‘Şartım şurtum olmaz, boş mukaveleye imza atarım’ dedi. Ben de bunun üzerine yönetim kurulundan görevlendirdiğim isimlerle Bülent Uygun’u buluşturdum. Uygun’a dedim ki; ‘Gaziantepspor’da yetkili benim. Her şeye sonunda ben karar veririm. İğneden ipliğe, sonunda kararları ben alırım. Arkadaşlarım konuşurlar, önüme getirirler; bir iş ya olur ya olmaz. Son karar bana aittir.’ ‘Boş kağıda imza atarım’ diyen Bülent Uygun, bizim görevli arkadaşlarla masaya oturunca inanılmaz isteklerde bulunmaya başlamış. Arkadaşlarımın önüne 83 maddeden oluşan 8 sayfalık bir istekle gelmiş. Erman Hocam, bugün Rusya ile İsrail birleşmeye kalksa 83 maddelik 8 sayfalık bir anlaşma yapmazlar. İnanamadım. Daha da önemlisi bu maddelerden birinde şu yazıyormuş: ‘Benim haberim olmadan, kulüp başkanı dahil futbolcuya kimse ceza veremez.’ Ben de dedim ki, ‘O zaman nüfus cüzdanımı da verin kulüp başkanı Bülent Uygun olsun. Bir fotoğraf çektirmiş Bülent Uygun. Gaziantep’te mahalli basında çıkmış. Atın üzerine binmiş, ileri doğru gösteriyor. Mübarek sanki Malkoçoğlu Cüneyt Arkın! Altında da açıklaması: ‘Şampiyon olmaya geldim.’ Yahu tek futbolcuya 20 milyon dolar veren takımlar şampiyon olamıyorlar. Bu iş bu kadar kolay mı? O Malkoçoğlu resmini ve 83 maddeli 8 sayfalık mukavele şartlarını gördükten sonra, ‘Tamam kardeşim, yollayın Bülent Uygun’u anlaşma manlaşma olmaz’ dedim. Yani Bülent Uygun bir tek Gaziantespor’un anahtarını istemedi! Bizim Bülent Uygun ile anlaşmamamızın sebebi budur hocam” diye bitirdi. 

Gaziantepspor'la anlaşamayınca o sezon (2010/2011)  Süper Lig'e çıkan Bucaspor takımın başına Bülent Uygun'u getirdi. Süper lige çıkan kadrodaki 22 futbolcuyu gönderdi, yerine 23 yeni oyuncu transfer etti. Yıllar sonra süper lige çıkan bir İzmir takımı olan ve altyapısından beslenmesiyle nam yapan Bucaspor düştüğü bu borç batağından kurtulamadı ve 5 maçta 89 dakika oynayan Dady isimli bir futbolcuya olan 1 milyon Euroluk borcu yüzünden FIFA tarafından 2 yıl transfer yasağıyla cezalandırıldı.

Bucaspor'dan ayrılış sürecindeki açıklamaları şu şekildeydi;
“Elde edilen sonuçlardan memnun olmayan bir kesim vardı. İki haftadır bir karar verme aşamasındaydım. Bucaspor’a başarılar diliyorum. Şimdi biraz kendimi dinleyip ne yapacağıma, hangi takımla çalışacağıma karar vereceğim” 4 Ekim Pazartesi 2010

Eskişehirspor’dan yapılan resmi açıklama;
“Eskişehirspor’umuzun yeni teknik direktörü Bülent Uygun oldu. Başkan yardımcımız Mesut Hoşcan, Yöneticilerimiz Mulla Şahbaz, Mustafa Kozanlıoğlu, Ahmet Yalçın ve Aytekin Aykın’ında bulunduğu tesislerimizde düzenlenen imza töreniyle 3 yıllık anlaşma imzalandı.” 6 Ekim Çarşamba 2010


Yeni yönetimin önünü açmak üzere istifa ettiğini söyleyip 2 gün sonra başka kulübe imza atacak kadar etik bir hoca...

Bucaspor'a attığı transfer kazıkları ve sebep olduğu FIFA cezası yetmezmiş gibi 2010-2011 sezonunda bir de Eskişehirspor'u şike suçundan dolayı Avrupa'dan men ettiren Bülent Uygun'un milliyetçi söylemleri kim bilir bu Avrupa düşmanlığından(!) kaynaklıdır.
Şikeden gözaltına alındığında o zamanki eşi Gamze Uygun'la yaşadığı problemler de Asker Bülent'in futbol dünyasındaki karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne sermişti. Soruşturmayla ilgili dosyada Gamze Uygun'un kocasına attığı mesajların bazıları şöyledir; 

 

"Bütün bilgi ve belgeler elimde, bunları yanlışlıkla gazetelerle paylaşabilirim. Sivas daha kendine gelemedi, aynı şeyi Eskişehir'e de yaparım, hiç de üzülmem. Bak nasıl şikayet ediyorum ga..t seni."


"Mecnun'la [Odyakmaz] Sivas'ı nasıl dolandırıp Sedat gav....a baktığınızı anlatın, 830 mil (tahminen milyar) kimlerle yediğinizi, menajerlik paralarını... Beni boşamaya çalıştığını... Sedat'ın, Mecnun'un işi yok, nereden geliyor bu değirmenin suyu, anlatın."
. 


En göze çarpan sms ise şuydu;


"Yine mi maç sattın da gönül rahatlığıyla g.. gezdiriyorsun? Fener'e yatıp bu kiloların haram para yemekten olduğunu anlatacağım." 

 

Yardımcısı Ümit Karan'ın bile "Fenerbahçe'ye maç kadromuzu yollamışım, bu mu suç?" diye pişkin pişkin itiraf ettiği şikeden dolayı 7 ay hapis yatıp çıkan Bülent Uygun bu sefer ligin bitimine 7 hafta kala görevden alınan Hüsnü Özkara'nın yerine Elazığspor'un başına getirildi. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "Teşvik Primi Vermek" suçuna hükmettiği bu şahsa ayrıca "Spor kulüplerinde ve federasyonlarında görev yapmaktan yasaklama ve stadyumlara giriş yasağı" verilmesine rağmen malumunuz olan bir adalet timsali (!) süreçten sonra  elini kolunu sallaya sallaya takım çalıştırmaya devam etti. O sezon Süper Lig'e çıkan Elazığ'a 21 oyuncu alıp, son sıradayken yine bir 7. haftada 2 puan almış takımından istifa etti. Tarih onun için hep tekerrürden ibaretti...

2010'da takımı çalıştıramadan kovulduğu Gaziantepspor'la 2013 yılı devre arasında tekrar anlaştı. Etik değer, ilke falan canlanmasın kafanızda. Başkan yine İbrahim Kızıl'dı. Hani şu 2010'da kovup arkasından söylemediğini bırakmayan isim. Sonrası; transfer yapamadığı bir zamanda takımın başına geçen Uygun, sezon sonu yine istifa etti.

2013'ten bu yana Katar'da 'yabancı sermayenin' parasını yerken '8 yediği' maçtan sonra istifa edip her şeye rağmen yine de takım çalıştırabildiği ülkesine dönen Bülent Uygun 'yine Gaziantepspor' hocası olarak çıktığı ve Başakşehir'le berabere kaldığı bir maçın ardından güler misin ağlar mısın minvalinde açıklamalar yaptı.

 



 "Soyunma odasında İngilizce konuşmak zorunda kalıyoruz. Yabancı çöplüğü oldu ülke. İstiklal Marşı okuyacak adam kalmadı. Benim söylemek istediğim, eserinle gurur duy Türkiye. Sahada, en fazla Türk futbolcuya sahip olan takımlardan birisi olan Başakşehir vardı. Buna karşın yabancı sayısını görüyorsunuz. Neredeyse İstiklal Marşı bile okunmayacak. Ben futbol adına üzüntü duydum. 20 milyon gencine güvenmeyen bir Türkiye var. Buna sebep olanlar utansın. Ben Türk futbolu adına utandım."

Ülkesinde şikeciliği ve yaptığı transferlerle çalıştığı takımları zor durumda bırakmasıyla nam yapan bir şahıs futbol konusunda nutuk atabiliyor yetmiyor bir de Türk futbolu adına utanabiliyor; arkasında bıraktığı enkazları, eserleri görmezden gelerek "Eserinle gurur duy Türkiye" diyebiliyor.

At izi it izine karışmış derler ya; aslında at da belli it de belli. Öldüren bunlar, utanması gerekenler ölüler.
Türbülent üstadın sözüyle bitirelim; ESERİNLE GURUR DUY TÜRKİYE.

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Recep İvedik 5 - Türk Sporunun Resmi

Futbolun Politik Yüzü | El Saadi Kaddafi