Futbol Tarihinde İlginç Bir Sayfa | Chicago Sting


Bir ülke düşünün futbol dediğinizde anladıkları şey dünyanın geri kalanından farklı olsun. Sizce de garip değil mi?
Amerika’nın keşfinden sonra bu kıtaya en çok koloniyi yollayan Britanya bir şeyi unutuyordu, Futbolu da kolonilerle beraber göndermeyi.  Öyle ki 1994 yılında Dünya Kupası Amerika’da düzenlenirken bile düzgün bir lige sahip değillerdi. 1996 yılında kurulan Major League Soccer (MLS) ile birlikte artık düzenli bir futbol ligine sahipler, yine de bu ülkede futbol halen popülerlik açısından çok gerilerde, ilk 4 sırayı ise Basketbol, Amerikan Futbolu, Beyzbol ve Buz Hokeyi alıyor.
Dünyanın birçok ülkesinde çoğu çocuğun hayalini süsler futbolcu olmak, kimisinin hayali biraz daha farklıdır bir kulüp başkanı ya da teknik direktörü olmak gibi. İşte futbola üvey evlat muamelesi yapılan Amerika’da da bir çocuğun hayaliydi futbol kulübü sahibi olup şampiyonluk sevinci yaşamak. Takvim yaprakları 1974 yılını gösterdiğinde Lee Stern isimli Amerikalı bir banker Chicago Sting adında bir takım kuruyordu.


Takım ismini 1973 yılında çekilen popüler film The Sting’den (Argo’da “Dolandırıcılar” anlamına gelmekte) alacaktı.
İlk kez 1975 yılında sahaya çıkan takım 12 galibiyet 10 mağlubiyetle konferans finallerine kalamadı. Bir sezon sonra 15 galibiyet 9 mağlubiyetle konferans finallerine katılmaya hak kazanan takım başarılı maçlardan sonra konferansta şampiyon olarak ulusal finallere katılmaya hak kazandı, ama ne yazık ki ulusal finallerde ilk turdan öteye gidemeyerek evine geri döndü. İzleyen sezonlarda da pek bir varlık gösteremeyen takım 1978 sezonunun ilk 10 maçını kaybedince takımın sahibi Lee Stern çocukluk hayalinden vazgeçmek zorunda kaldı ve takımı Clive Toye adlı yatırımcıya sattı. İşte Chicago Sting’in hikâyesi bu noktadan sonra epeyce ilginçleşti.
Çok kötü bir sezonun ardından yeni sahibinin öncülüğünde sezon öncesi hazırlık kampı için Karayiplere giden Chicago Sting buradan Barbados ve Haiti’ye geçti. İki hafta süren kamp döneminin ardından Chicago’ya dönmeye hazırlanan takım rotasını başka bir ülkeye çevirecekti. Kübalı yetkililer New York Cosmos’la maç yapmak için kulübün eski başkanı Clive Toye’a haber göndermişlerdi ama Toye artık Cosmos’un değil Sting’in başkanıydı. Kübalı yetkililere durumu bildirdi ama Küba’dan gelen haber bunun bir önemi olmadığını ve Toye’un sahip olduğu takımla Küba Milli Takımı arasında bir maç yapmak istediklerini bildirdi.
O dönemde bir Amerikalının Küba’ya girmesi imkânsızken bir futbol takımı tam kadro Küba’ya davet edilmişti. Bu fırsatı kaçırmayı istemeyen Chicago Sting başkanı Toye hemen bir Dakota uçağı ayarladı ve ardından takım olarak ilginç yolculukları başladı. Küba üstünde tam 5 tur attıktan sonra yetkililerden iniş izni alan takım Kübaya adım atar atmaz yetkililer tarafından karşılanıp kalacakları Sheraton Oteline kadar eşlik edildi. Yıllardır savaş halinde olan iki ülke için son derece önemli bir adımdı. Öyle ki 1959 yılındaki beysbol maçında Rochester Red Wings takımına ateş açılmasından bu yana Kübaya gelen ilk Amerikan profesyonel takım Stingdi.
O dönem takımda top oynayan McCrudden yaşadıklarını şöyle anlatıyor;
Bir genç geldi, bizimle arkadaş oldu, sonunda bizim kotlarımızı istedi. Üzerimizde Levis vardı. Üzerimizdekileri satın alabileceğini söyledi. Biz onunla konuşuyorduk ve birden çekip gitti. Sonraki gün tekrar geldi ve “gizli polisleri gördünüz mü? Sizi takip ediyorlardı dedi.
Gerçekleşen en ilginç şey; penceremizden otelin önüne doğru baktığımızda üzeri kapalı devasa bir şey gördük. Otelden çıkıp biraz dolaşınca fark ettik ki o üzeri örtülmüş devasa şey tam anlamıyla bir füzeydi. Kesinlikle nerede olduğumuzun farkındaydık. Bir zamanlar Birleşik Devletleri hedef alan bir füzeydi bu. Elbette üzerini kapatmışlar ama halen sokağın ortasında olması bizi şok etmişti.
Ertesi gün Sting Küba milli takımıyla karşılaşmak için sahaya çıktı, yaklaşık 30.000 kişinin seyrettiği maçı Küba 2-0 kazanmıştı.
Futbol sayesinde yeni bir dostluk köprüsü inşa ediliyordu.
Maçın ardından Chicago’ya dönen takım bir süre federaller tarafından sorgulanacaktı ama tek amaçlarının futbol oynamak olduğu ortadaydı.
Her ne kadar maç Amerikan medyasında geniş yankılar uyandırmasa da Chicago Sting’in kısacık tarihinde ve o yolculuğa çıkan takımdaki tüm oyuncuların yaşamlarında büyük bir yer kapladı.
1981 ve 1984 sezonlarında Amerikan Ulusal Futbol Ligi NASL’de şampiyon olan takım ne yazık ki Clive Toye’un takımdan yatırımını çekmesi sonucu 1988 yılında kapısına kilit vurdu.
Bir çocuğun hayalleriyle başlayan yolculuk 14 sene sonra son bulurken onlarca yıl ayakta kalmış takımların yaşayamayacağı ilginçlikte olaylarla tarihe damgasını vurdu.
Belki bugün bir Amerikan takımının Küba’ya gitmesi çok büyük bir şey değil ama o yıllarda gerçekten cesaret isteyen bir durumdu. Futbolun birleştirici ruhu Kübalı yetkililerin daveti ve Chicago Sting’in bu yolculuğa çıkmasıyla bir kez daha kendini gösterdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Recep İvedik 5 - Türk Sporunun Resmi

Futbolun Politik Yüzü | El Saadi Kaddafi