İstanbul'un Büyüklüğü, Katillerinin Büyüklüğündendir


Orhan Pamuk, 1591 yılı İstanbul’unun dokuz kış gününü anlattığı “Benim Adım Kırmızı” kitabının “Katil Diyecekler Bana” bölümünde bir katilin gözünden İstanbul’u şöyle anlatıyor;
"Bir şehir ne kadar büyük ve ne kadar renkliyse, suçunuzu ve günahınızı gizleyeceğimiz o kadar çok köşesi ve ne kadar kalabalıksa, suçunuzla aralarına karışabileceğimiz o kadar insanı var demektir. Şehirlerin zekası, barındırdığı alimlerle, kütüphaneler, nakkaşlar, hattatlar ve medreselerle değil, karanlık sokaklarında binlerce yılda sinsice işlenmiş cinayetlerinin çokluğuyla ölçülmeli. Bu mantıkla İstanbul'un bütün cihanın en zeki şehri olduğundan hiç şüphem yok.”
Bu tasvir üzerine, tasvirin doğruluğunu belgeleyecek, kötü haberlerden bir tanesi sosyal medya üzerine düştü. 19 Mayıs 1996 yılının bir gazete küpürü; Cemal Ersen’in haberi tüyler ürperticiydi.

19 Mayıs 1996’da İstanbul’da Mümin Aydın adında 16 yaşındaki Trabzonspor taraftarı, ağzına sıkılan kurşunla öldürülmüştü. Sonrasında ne olduysa bu haber ile ilgili başka hiçbir haber yok.  Bundan 17 yıl önce işlenen cinayetin suçlusu da, zanlısı da, cezası da ortalıkta yok. Dünyanın belki de bu yönüyle en zeki şehri İstanbul’un karanlığına yeni bir işaret.
Tıpkı Türkiye’de futbol adına diğer cinayetlerde olduğu gibi İstanbul üzerine düşeni yapmakta pek mahir. Türkiye’nin en büyük futbol cinayetlerinden birisi olan Şike Davasının katillerini, İstanbul menşeili sistemin nasıl sakladığını, barındırdığını ve ödüllendirdiğini bilmeyen yoktur.
Futbol katilleri tarafından bir Fenerbahçeli genç öldürüldü, İstanbul’da. Biraz patırtı ve biraz gürültü sonrası kamuoyu bu cinayeti yine unuttu. Çünkü dünyanın en zeki şehri, Olimpiyatlara adaydı ve bu tür gölgeleri istemiyordu. Kalabalığına, sinsice bir cinayeti daha gömdü. Tıpkı daha önce onlarca kez öldürülen başka gençler gibi. Bu yeni değildi, unutulması ve silinmesi de yeni olmayacaktı
Ve bugün. Irkçılığın kol gezdiği stadyumlarda, ırkçılığı önlemek için değil de, ırkçılık ile ilgili suçlamaların ve etkinin büyümemesi adına İstanbul’da bir yemek verildi. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın yemeğinde Fenerbahçe’den Webo, Galatasaray’dan ise Drogba yer aldı. Yemek esnasında gülerek pozlar veren ve hazır metinlerle mesajlar saçan bu üçlü, İstanbul’un şanına yakışır bir “karartma” daha uyguladılar.

Dünyanın en zeki (!) şehri İstanbul ve İstanbul’un müdavimleri, cinayetlerinin çokluğuna yeni çokluklar eklerken, zekasını da bilemekte, bir yandan da Olimpiyat adaylığını güçlendirmekte. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Recep İvedik 5 - Türk Sporunun Resmi

Futbolun Politik Yüzü | El Saadi Kaddafi